Öncelikle herkese merhaba...
Yazı yazmak ne kadar zor olabilir ki? 10 yıl uğraşılmaz sanırım güzel yazı yazmak için. Gerçi bu durumda 6 sene eğitim alan doktorları da düşünmemiz lazım. Gerçekten okunmaz yazılarını... Peki yazı yazmanın sanatı olur mu? Tabii ki yazı yazmanın sanatı olur ve bu sanatı kaligrafi olarak da tanımlayabiliyoruz. Türkiye'de ise yazının sanatı denilince akla hat sanatı geliyor. Genelde herkes Kur'an harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazıları görmüştür. Onun da aslına bakarsanız farklı bir hikayesi var. Bir rivayete göre Hz. Muhammed Kur'an-ı Kerim'in güzel ve özenli yazılmasını sahabesine öğütlemiştir. Bu öğüdü ciddi bir şekilde görev edinen müslümanlar bunu bir sanat haline getirmeyi başarmıştır. Kimine göre mimari bir süsleme olan fakat hat sanatının ustalarına göre ise sadece görüntü olarak anlaşılamayacak kadar manevi olan bu sanatı sizler için bizde Ankara'da araştırdık.
Gaziantep'i birçok farklı özelliğiyle sizleri tanıttık. Yemesi, içmesi, kurtuluş savaşındaki yeri, güzel insanlarının olduğu gibi ancak yine çok az bilinse de bir sanatın ev sahipliğini yapıyor. Gaziantepli bir hat ustası olan Ebuzer Özkan Bey'in Erguvan Konağında misafiri olacağız.
Erguvan konağı Ankara'nın bilindik adreslerinden birisi olan Hamamönü'nde yer almakta. Hamamönü son yıllarda hızlı bir şekilde restore edilmiş ve eski günlerine dönme niyetinde aynı zamanda erguvan konağı gibi birçok konak sanat severler için eşsiz imkanlar sunuyor.
Türk-Osmanlı sanatının en önemli simgesi olan hat sanatı Erguvan konağında Ebuzer Bey'le hayat buluyor. Ebuzer Bey sadece bu eserleri topluma kazandırmakla kalmıyor bir de süsleme sanatına da iş çıkartıyor. Bu bağlamda gelecek nesillere bu mesleğin kazandırılmasında önemli bir aracı görevi görüyor. Bilmeyenler için hat sanatı usta-çırak ilişkisi ile yetişiyor.
Ebuzer Bey yaklaşık 20 sene önce Gaziantep'ten sanatı öğrenmek için Ankara'ya geliyor. Ankara'da dönemin meşhur üstadlarından Doğan Çilingiroğlu'ndan dersler alıyor. Hat sanatında tamamıyla bir sanatçının yetişip topluma eser sunabilmesi için üstadlarından icazet alması gerekiyor.
İcazet alan öğrenciler artık kendi eserlerini sunabilme imkanını buluyor. Hat sanatının en önemli özelliğini günlük çalışma olarak yorumlayan Ebuzer Bey bir günlük bir molanın bile usta gözler tarafından fark edilebileceğinden bahsediyor.
Bu sebeple günlük ortalama 8 saat çalışılması gerektiğinden bahseden Ebuzer Bey, gününün büyük bir kısmını bu sanatı geliştirmekle harcıyor. Hat sanatıyla ilgili bir diğer önemli hususu ise şöyle aktarıyor.
Hat sanatında yazılmak istenen yazılar kalemin boyutuyla doğru orantılı olarak büyüyüp küçülüyor. Kalemlerin uçları bir bıçak ve fil dişinden yapılan bir materyal sayesinde açılıyor. Açılan kalemlerin çöpleri atılmıyor ve hat ustası vefat ettiğinde mezarına konuluyor. Hat sanatının doğumdan ölüme kadar sürdüğünü anlatan Özkan, bu sanatın insanı çeken ve bağlayan tavrı olduğuna dikkat çekiyor.
Açılan kalemlerden bir görüntü
Ebuzer Bey'in en önemli ürünleri arasında altın kaplamalı Kur'an-ı Kerim sayfaları bulunuyor. Ebuzer Bey'in koleksiyonundaki bu nadide parçalar sanatseverler için sergileniyor. Ayrıca Ankara'nın çeşitli bölgelerindeki camilerde de bu sanatı yansıtan eserleri olduğunu öğreniyoruz.
Ebuzer Bey editörlerimizden Ömer Emre Kubba için özel Ömer yazısı yazarken farkediyoruz ki her yaptığı eser için de imzasını ve dönemin hicri tarihini atıyor. Hat sanatının bir kuralını daha böylece öğrenmiş oluyoruz. Eseri yapan usta aynı bir tual gibi kendi eserine davranıp imzasını ve tarihini atmış oluyor.
Ebuzer Bey sanatını bize anlatırken
Bize yapmış olduğu bu katkılardan aynı zamanda harika misafirperverliğinden dolayı Ebuzer Bey' e teşekkürü borç biliyoruz.
Eğer yolunuz Hamamönü'ne düşerse mutlaka ama mutlaka bu sanata sizler de şahit olun..
0 Yorumlar
|
|